Kerkük’ün Türk Varlığı
Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ
Irak topraklarında Eski dönemlerden bu yana tarih
boyunca birçok medeniyetler Türkler tarafından kurularak, bu topraklar bu
yurtlar hep Türklerin olarak, Türklerden kalarak yüce bir tarihe sahip olmakla
uygarlık üstün gelişmeler her bir alanda sağlanmıştır.
Bu topraklarda önceleri Türklerden başka hiçbir
millet yaşamadan Irak’ın kuzey güneyinde Türk Sümerler uygarlık, medeniyeti var
güçleriyle kurmuşlardır.
Bölgeye getirmişlerdir
Ve tarih boyunca bu topraklar Türksüz olmayarak
bu topraklarda Irak Türkleri tarafından
altı Türk devleti kurulmuştur bunlardan Celayirler, Ak koyunlu, kara koyunlu, ilhanlılar,
Irak Selçuklu, Osmanlı Devleti, Atabeylikler Irak tarih boyunca bu dönemlerde
Irak Türkleri üstün başarılarla görevlerini yerine getirmişlerdir ve ayni
bölgede yaşayan öteki halklara karşı sevgi, hoşgörü besleyerek huzur
getirmişlerdir.
Irak Türkleri bu vatanın, bu toprağın, Türkmen elinin,
Kerkük Türk şehrinin sağlam milli Türkçülük davasına tarih boyu canlarını,
kanlarını vererek, sahipleri olarak İslam’ın ilk dönemlerinden 673 yılında başka
Türk bölgelerinden Irak’a girmeye çok sayıda Türkler başlayarak, Türkler o
günden itibaren Irak’ın toprak savunmasında özellikle “Sugur” dediğimiz düşman sınır
hatlarında görevlerde bulunmuşlardır, kendilerine tarih öncesi vatan
edindikleri bu aziz toprakları pahasına canları binlerce şehit vererek korumuşlardır
Irak Türkleri kucak açmış oldukları bu kutsal
vatan toprağında milli kimliklerinin olgulaşmasına ve gelişmesine katkıda
bulunmuştur.
Irak halkının çok önemli unsurunu teşkil eden Türkler bu
vatanın oğulları olarak. Türk Sümerlerden sonra, İslam’ın ilk dönemleri
diyebileceğimiz 673 yılında çok Türkler Irak’a girmeye başlayan Irak Türkleri
yiğit atılgan savaşçı olarak Irak’ın tüm toprak yerlerini savunmada kanlar
canlar binlerce şehitler vererek, topraklarını milletlerini prensiplerini
satmadılar ana yurtları Kerkük’e, Erbil, Musul ve tüm Türkmen eline sarılarak
bir karış topraklarını düşmanların girmesine yasakladır.
Irak Türkleri İslam ordusunda Emevi döneminde
ve Irak valisi Ubeydullah bin. Ziyad, onlara inanarak yakınlık göstererek,
Türklerden 4000’ini Basra’ya yerleştirmiştir, o zaman ülkenin iç ve dış
güvenliğini Türklere bırakmıştır.
Abbasiler ilk döneminde öteki Türklerin Irak’a
girişleri devam ederek, ülkenin en önemli ve hassas sınır bölgelerde görev
almaya başlamışlardır, Bu bölgelere yerleşen Türkler Irak’ın güney, orta ve
kuzey kesimlerine yerleşerek, vatanlarını topraklarını kurarak, korumuşlardır. Tüm
muhtelif Müslüman kardeşleriyle karşılaşarak uzun yıllar kardeşçesine yaşadılar
tüm insanları sevdiler yardım eli uzattılar onlara.
Ayrıca Irak Türkleri uzun süre İslam Devletine
ve İslamlara hizmet yardım ettiler. Bağımsız idareler beylikler, devletler,
İmparatorluklar kurdular. Böylece Türkler uzak ve yakın her yerde kahraman,
yiğit savaşçılar, atılgan korku bilmeyen askerler ve tanınan siyasetçiler, Din
bilgin, feylesoflar, devlet adamları olarak vatanları Irak’ın her bir yerine
dünya yüzünde tanındılar meşhur oldular.
Irak Türklerinin yerleşim yerleri bölgeleri 35
yıl Baas rejimi tarafından yerle bir edilen Türkmen elinin başkenti, baş tacı, göz bebeği sayılan ilk önce Kerkük gelmektedir,
Kerkük şehri kimliğini kaybetmeden Saddam rejimin acımasız politikasına karşı
yıkılmadan binlerce erlerini, yiğitlerini, gençlerini liderlerini şehit vererek
bu kutsal toprağını savunarak tüm peşmergeler, Amerika, müttefik devletlerini
önce Saddam’ın uzaklaştırma, Araplaştırma asimilasyon, soykırım, katliam
politikasına karşı, ayrıca Saddam’ın uşakları Talabani, Barzani Kerkük Türk
şehrini 700 bin Kürdü sokmasına rağmen yoğun olarak, Kürtleşme politikası boş
kafayla tehditleri karşında Kerkük yüzlerine bağırmakla, Türklüğünü tüm dünyaya
belli ederek dayanarak, durdular milli davalarının haklarını canlarıyla
savundular.
Saddam’ın sonu gelmesiyle bu iki peşmergelerin sonu
yakınlaşmaktadır, bu iki Amerika uşakları Türk milletini iyice bilmeli tanımalı
ve Kıbrıs savaşını bir an olsa bile hatırlamalıdırlar, artık büyük Türk
ordusunun sabrı tükenince başlarına neler geleceklerini iyi biliyorlar ve tüm
dünya güçleri Türk milletinin büyük atılgan yiğit kahraman korku bilmeyen bir
millet olduğunu tarih boyunca bilmişler, görmüşlerdir tanımışlardır.
Yüce önder Atatürk’ü yetiren bu millet binlerce
liderler, başbuğlar, erler yetirmiş ve yetiştirmektedir.
Irak Türklerinin yaşadıkları yoğun olarak, Türk
şehirleri Kerkük, ERBİL, Musul, DİYALA, ayrıca Başkent Bağdat, Vasit, Babil
Hilla, Necef, Irak’ın kuzeyinde güneyinde, doğu, batısında çok sayıda Türk
bayat, Karakol, Tatar, Nakip, Şehli, Bacalan, Celali Zengene gibi çok Türkmen oymak, boyları, aşiretleri
yaşamaktadırlar, Saddam döneminde bu aşiretler nüfusları Arap olarak
yazılmıştır.
Bunun yanında Kerkük’e bağlı aşiretlerin,
Türklerin bölgeleri olduğa Tazehurmatu ve Tuzhurmatu, Kümbetler, Leylan, Beşir
Tavuk (Dakuk) Karatepe, Yaycı, Tokmaklı, Kızıl yar, Çardaklı, Kifri,
Altunköprü, Bastamlı, Amirli, Yengice, köyleri ve yüzlerce Türk ilçe, köyleri
bulunmaktadır.
Diyala şehrine bağlı kızılar bat ve Mendili
ilçesi, Adana köy, Hanekın, Delli Abbas, Kara han, Şehreban, Kazaniya ve adını
yazmadığımız daha nice köy ve ilçeler bulunmaktadır.
Yoğun Türk nüfuslu olan Musul ona bağlı TELAFER,
Selamiye, Reşidiye, Kara koyunlu, Muhallebiye, Kara yatak, Şenif ve yüzlerce
Türk ilçe, köyler Türk tarihlerine bağlıdırlar.
Başta Türkmenlerin yoğun olarak ve tarih
boyunca yurt edinen uğrunda canlarını vererek şehit olanların ve Türk
milletinin simgesi, gönlü, baş tacı, gözbebeği Kerkük’tür.
Türk şehri Kerkük’ün eski adı Karhā olarak
geçmektedir şehrin ortaya koyulmuştur. Kerha önemli bir şehriydi. Bunun yanında
Kerkük’ün adı Kerhini diye Yakut el-Hamevî’nün Mucemu’l-Buldān adlı yapıtında
yazılmıştır, Yakut el-Hamevî’ söylediğine göre: “Kerhini Dakuk, ile Erbil
arasında güzel, sağlam bir kale imiş, Yakut’un Kerhini dediği kaleli şehir
olarak Kerkük olduğu tarihi belgelerle kanıtlamıştır.
Kerkük ve Kerhini arasında benzerliği
görünmektedir. Kerhini Kerkük adının verildiği dönemi ise Ak koyunlu Türkmen
Devleti dönemidir, bu dönemde Kerkük, Kerhini olarak geçmektedir.
Şehrin bu iki adı yıllarca değişmeden Kerkük,
daha eski olan Kerhini yerine kollanılmıştır.
Türkler bu bölgeye damgalarını vurarak,
kendileriyle özdeşleştirdikler bölgelerin başında Türkler gelerek Kerkük ve
çevresine o dönemlerde Kerkük bölgesine yerleştikleri tarih ise M.1055–1258
yılları arasında tarihi olarak kaynaklara dayanarak ışık tutulmuştur.
Her türlü kaynakların bu dönem hakkında vermiş
oldukları bilgileri bir araya toplarsak bölgenin Türk bölgesi olduğunu ve bu
yerlerde bu topraklarda Türk’ten başka hiçbir millet yaşamamıştır, görünmektedir.
Saddam döneminde ve Saddam’dan sonra tüm hızlı
Araplaşma, Kürtleşme politikaya karşı Kerkük şehri ve tüm Türkmen eli
toprakları, yerleri bölgeleri Türklük duygularından, dillerinden vazgeçmeden
kanlarını vererek şehit olarak haklarını savunmuşlardır ve savunmaktadırlar.
Irak Türkleri Türkmen eli bölgesinde varlıkları
1055 yıllarının çok öncesine dayanmaktadır.
Çünkü bu tarihten önce de özellikle Şehrizor
(ŞEHREZOR) ve Kerkük’te Türkmenlerin varlıkları göz önündedir
Irak Türkleri başta, Şehrizor ve Kerkük olmak
üzere, bölgenin tamamına hüküm sürmüşlerdir.
İbnu’l-Esir bu konuda şöyle demektedir: “Selçuklular 433/1099 yılında
Şehri zor’a gelerek Türkmenlerden büyük bir ordu kurarak toplu biçimde
toplayarak onlara silah ve savaş kurallarını öğretmiştir.
Askerlerinin birçoğu Türkmenlerden oluşarak,
Muizuddevle’nin Irak Bağdat’ta girişiyle Muizuddevle kuvvetiyle Irak’a giren
Türkmenler burada kendilerinden önce yerleşmiş Türkmenlerin bir bölümü topluma
karışarak, öteki bir bölüm ise asker olarak onlara Devletin yardımına
katılmışlardı.
Buveyhiler devrine kadar gelen Türkmenler güney
ve orta Irak’ta yerleşmeleri yanında kuzeyde SAMMARRA, Musul, Kerkük, EERBİL,
Stratejik önemi olan şehirlerde yerleşmişlerdir, Selçuklular devrine gelince
tam olarak 1055 tarihinde Tuğrul Bey komutasında Türkmenler Irak’a girdiler.
Ama önceleri tarih boyunca Türkmenler bu
toraklarda yaşamaktaydılar.
“Selçuklular devri Irak toplumu için en önemli
devirlerden sayılmaktadır.
Oğuz boyunun 24 boyundan olan Bayat oymakları
kabilesinin Irak’a Selçuklularla beraber geçmişlerdir. Kuzey Irak’ı
kendilerine barınak yurt seçmişlerdir.
Ayrıca Bayat oymakları Kerkük’e yerleşip burayı
vatan edinmişlerdir.
Kerkük bölgesinde oturan Türkmenlerin çoğu
aslen Bayat oymaklarındandır.
Güneyde ise Türk bayatlar kardeşleri ile
birlikte yaşayarak Bayatlar o derece onlara karışarak bir bölümleri Saddam
rejiminin onlara dillerini unutturarak, Bunun yanında orta kuzey bölgesinde
yerleşen Türkler ana dillerini muhafaza etmişlerdir.
Ayrıca bölgelerindeki halkların dillerini de
öğrenmişlerdir. Irak Türkleri her bir bakımdan bilgili efendi insanlar olarak
hiç kimseni incitmediler, öldürmediler kimseye silah çekmediler her zaman
vatanlarını, topraklarını sevdiler canlarıyla kanlarıyla korudular milli
Türklük davalarına bağlandılar tüm Türk milletiyle kan kardeş olarak dünya
Türkçülük davası kendi davaları olarak savundular.
Türkiye için Al bayrak, Türk toprakları için
her an duygulandılar, coştular canları, kanlar vermeye her an hazır oldular ve
hiçbir zaman milli, mücadele yollarından davalarından şehitlerin, atalarının
izinde yürüyerek dönmediler ve dönmeyecekler.
niqash | Shalaw Mohammed | Kirkuk | 19.07.2012