Barbara Lochbihler, AP'nun Insan Hakları Komitesi Başkanı
Struan Stevenson, AP'nun Irak ile İlişkiler Delegasyon Başkanı
Marino Busdachin, UNPO Genel Sekreteri.
Marino Busdachin, UNPO Genel Sekreteri.
ITC Avrupa Birliği Temsilcisi, Dr Hassan Aydınlı,
Irak Türkmenlerine yapılan İnsan Hakları ve mülkiyet
hakkı ihlallerinin Avrupa Parlamentosunda tartışmasını ve durumun Türkmenler
lehine düzeltilmesi yönünde Irak Hükümetine baskı yapılması için girişimlerde
bulunmuştur.
Belçika
Brüksel’de konuşlanmış Türkmen Cephesi Avrupa Birliği Temsilcisi olarak,
2003 ten beri Irak Türkmenlerinin sorunlarının Avrupa Birliği ülkeleri
delegasyonlarınca daha iyi anlaşılması için gerekli kulis faaliyetleri,
konferanslar ve müzakereler düzenlemekteyiz. Birleşmiş Milletlerin İnsan
Hakları Komisyonu gibi ilgili birimlerinin de bu faaliyetlerimize katkıda
bulunmalarını sağlamaktayız.
Gerektiğinde;
Belçika Dışişleri Bakanlığı, ve Avrupa Birliği Parlamentosu başkanı, Dışişleri
komisyonu Başkanı ve üyeleri, Dışişleri komisyonu İnsan Hakları Alt Komitesi
Başkanı ve üyeleri, ve Irak ile İlişkiler Delegasyonu Başkanı ve üyeleri
ile doğrudan görüşmeler yaparak Irak Türkmenlerine yapılan haksızlıkları ve
mezalimi anlatmaktayız.
Ayrıca;
UNPO (Temsil edilmeyen Uluslar ve İnsanlar Organizasyonu), HRWF (Sınırsız İnsan
Hakları organizasyonu) IILHR (Uluslararası kanun ve İnsan Hakları), MRGI
(Uluslararası Azınlık Grupların Hakları), ve DÜTAP(Dünya Türkleri Avrupa
Platformu gibi kurulumlarla da yakın ilişkilerde bulunarak destek ve
katkılarını sağlamaktayız.
Irak
Türkmenlerinin karşılaşmakta oldukları zorluklar ve yapılan insan hakları
ihlalleri Avrupa Parlamentosu Dışişleri ve İnsan Hakları komisyonu ile değişik
tarihlerde yaptığımız toplantılar ve yazışmalarda ayrıntılı olarak
görüşülmüştü.
Aynı
sorunlar UNPO Genel Sekreteri Marino Busdachin, ve UNPO Brüksel Ofis müdürü
Maud Vanwalleghem ile de görüşüldükten sonra UNPO Genel Sekreteri Marino
Busdachin’nin Avrupa Parlamentosu’nun Dışişleri Komisyonu İnsan Hakları Alt
Komitesi tarafından 27 Kasım 2013 özel oturumunda bir Uzman Konuşması yapmak
üzere davet edilmesi kararlaştırılmıştı.
Marino
Busdachin daha önce İngilizcesini sizlere gönderdiğim şimdi de Türkçe
tercümesini aşağıda sunduğum, ve tamamı bizim kendisine önceden verdiğimiz
bilgileri içeren, uzman konuşmasını yapmıştır.
Ayrıca;
toplantı sırasında katılımcılara dağıtılan, ve tamamı taframızdan sağlanan
bilgileri içeren, “The Turkmen Reality in Iraq” başlıklı sunum
(bilgilendirme) notunun Türkçe tercümesini de kısa zamanda size göndereceğimi
bildirmek isterim.
Saygılarımızla
ITC
Avrupa Birliği Temsilciliği
Brüksel
- Belçika
-------------------------------------------------------------------------------------------------
Avrupa Parlamentosu Duyumunda ki Irak Türkmenleri
Hakkında UNPO Uzman Konuşması
UNPO Genel Sekreteri, Bay Marino Busdachin, Avrupa
Parlamentosu'nda Irakta ki mevcut etnik ve dinsel azınlıklar hakkında özellikle
Irak Türkmenlerine odaklı bir konuşma sunmak için davet edilmiştir. Bu duyum
İnsan Hakları Alt Komitesi ve Irak ile İlişkiler Delegasyonu tarafından
düzenleşmiştir.
Bay Busdachin'in kousmasi:
Hanım ve Beyefındiler
Öncelikle ve içtenlikle, UNPO'yu Irak'ta insan hakları ve
azınlıkların durumunun çözümlenmesi hakkında güncel bilgilendirme amacıyla
tekrar davet ettikleri için, Avrupa Parlamentosu İnsan Hakları Alt Komitesi ve
Irak ile İlişkiler Delegasyonu'na teşekkür etmek isterim.
Hali hazırda ki durumlarının gerçekten tehlike arz etmesi
ve hedeflenmiş/tahsisli bir yardıma ihtiyaç duyulması nedeniyle Irak
Türkmenlerinin durumlarına özellikle vurgu yapmam istendi.
Irak Türkmenleri, 3 milyonluk nüfuslarıyla, Irak'ta ki
üçüncü büyük toplumu oluşturmaktadırlar. Bilhassa Irak'ın kuzeyinde ve Otonom
Kürt Bölgesinde toplanmışlardır. Irak Türkmenlerinin birlikte yerleşik en büyük
grubu, başkentleri olarak kabullendikleri sözde "tartışmalı bölge"
ki, Kerkük şehri ve vilayetinde yaşamaktadırlar. Bağdad'ta ki Irak merkezi
yönetimi ve Erbil'de ki Bölgesel Kürt Yönetimi (KRG) arasında sıkça çekişmelere
neden olan ülkenin petrol ve doğal gaz zenginliklerine sahip tartışmalı
bölgesi, Kerkük.
Irak Türkmenleri, tehlike altında ki diğer etnik ve
dinsel gruplarla birlikte, yaşamlarını, kültürel geleneklerini ve mülklerini
hedefleyen orantısız riskle sürekli olarak karşılaşmaktadırlar. Kararsız
politik ve güvenlik durumu, köken, etnik, dinsel veya cinsiyete hedeflenmiş
şiddet olayları, fiili ayırımcılık, ve her kademede ki yönetim ve kurumsal
destek ve korunmanın yokluğu birçok azınlık grupların Irak'ı terk etmelerine
sebep olmuştur. Bu bir etnik temizlik midir?
2005 Irak Anayasası; azınlıkların korunması, ülkenin çok uluslu birimlerinin tanınması,
özellikle ayrımcılık karşıtı ve kültürel hakların verilmesi bakımından yeterli
bir çerçeve uygulama sağlamıştır. Ancak, Irak bu hakların etkin olarak
uygulanması için gereken kanunlardan ve altyapıdan yoksundur.
Süregelen güvensizlikle; Irak Türkmenleri, yeni anayasa yürürlüğe girdikten sonra dahi, korkunç
boyutta işkence uygulanan ve canlı yakılan öğretmenler, teröristlerce
katledilmiş bir cenazenin yas çadırını hedefleyen terörist saldırısı, intihar
bombalamalar ve insan kaçırmalar, ve daha başka birçok korku saçan olaylar ne
yazık ki Türkmenler için olağan hale gelmiştir.
Kasım 2013 başında Kerkük'te birkaç kişinin yaralanmasına
neden olan en az 4 patlama oldu. 8 kasım 2013te, Türkmen şair Jasim Muhemed
Ferej Tuzlu kaçırıldıktan 24 saat sonra ölü olarak bulundu. 17 Kasım 2013te,
Tuz-Hurmatu'da geride 21 ölü ve 40 yaralı bırakan 3 intihar bombacısı ve yol
kenarına yerleştirilmiş 12 baba patlatıldı. Geçen Pazar günü, 24 Kasım 2013te,
Telafer'de ki bir polis kontrol noktasında bomba yüklü otomobil patlatıldığında
3 kişi öldü ve 20 kişi yaralandı. Aynı gün, gene Tuz-Hurmatu yöresinde ki bir
camiye yapılan intihar saldırısında 12 kişi öldü ve 75 ten fazla insan
yaralandı. .
Irak Türkmen nüfusunu sadece fiziksel güvenlik değil bir
çok durumda topraklarını terk etmeye zorlayan ekonomik güvensizlik de
endişelendirmektedir. Arazi müsaderesi (el konulması) Ba'as rejiminin
asimilasyon politikalarının en önemli özelliklerinden biri idi. Kerkük
bölgesinde el konulan % 80ni Türkmen mülkü olan arsaların toplam yüz ölçümü 357
milyon metrekareyi bulmaktadır. Gasp edilen toprakların iadesine cevaz veren
yasal düzenlemelere rağmen çok az sayıda Türkmen gasp edilen arazilerine
kavuşmuş ve birkaçı da tazminat almışlardır
Hali hazırda, Kerkük Emlak Başvuru Komisyonuna yapılmış
41 bin şikayet/talep kayıtlıdır. Bunlardan sadece %7.7si karara bağlanmıştır. Beşir
köyünde ki benzeri bir durumda, Türkmen aileleri topraklarına el konup tehcir
edilerek mağdur durumda bırakılmışlardır. Şikayet/talepleri diğerleri ile birlikte
2005 yılında Emlak Başvuru komisyonunca işleme konmuşsa da Irak otoritelerince
henüz cevaplandırılmamıştır.
Kasım 2013te, Kerkük İl idaresi, emniyet güçleri ile
birlikte, tarım alanlarının büyük bir kısmının lağım projesi için ellerinden
alınmasını protesto eden Turkalan köylülerinin protestolarını orantısız güç
kullanarak şiddetle bastırmışlardır. Irak devleti yasal olmaksızın 332
dönüm arazili köyü, projenin durdurulması için mahkeme kararı alan köy
halkının itirazına rağmen, gasp etmiştir. Bu durumun devamı olarak 5 genç köylü
tutuklandılar. Protesto sırasında ki olayları desteklemek için boykot teşebbüsü
edildiğinde Özel Kuvvetler; televizyon kameralarına, mobil telefonlara ve
olayların kayıtlarına el koymuşlardır.
2011 yılında, Avrupa Parlamentosu da Irak Türkmenleri
üzerine düzenlenen daha önce ki DROI duyumunda, UNPO Türkmenlerin güvensizliğini giderecek herhangi bir düzenlemenin
bulunmadığını söylenmişti. Ben iki yıl önce söylediklerimi şimdi yinelemekten
dolayı derin bir hayal kırıklığındayım. Avrupa Parlamentosu'nun Türkmenlere
karşı artan şiddet hareketlerinden derin endişelerini belirten ve Irak
yetkililerini güvenlik ve savaş terörizmini gidermeye davet eden 14 Mart 2013
ve 10 Ekim 2013 çözünürlük bildirgelerine rağmen, durum Irak Türkmenleri
için iyi olacak şekilde asla değişmemiştir.
Önemle not edelim ki 11 Mayıs 2012de imzalan Avrupa
Birliği - Irak Ortaklık ve İşbirliği ticari olanaklarla birlikte yasal
işbirliğine temel teşkil etmektedir. Bayan Catherine Ashton'un, Irak'ta ki saldırıları
kınayan ve bütün politik güçleri her türlü şiddete karşı ortak cephe almalarını
teşvik eden, 18 Haziran 2013te ki beyanına rağmen durum aynen devam etmektedir.
Aynı beyanda Bayan Ashton Enerji Merkezi kurulması için Irak'a 4 milyon Euro
verilmesi için bir sözleşmenin de imzalandığından söz eder. Bu sözleşme neden
Irak devletine Anayasal şartlar ve uluslar arası antlaşmalar uygulanmasında
yardımcı olacak "ihtiyaç duyulan" yasal işbirliğini bilhassa dikkate
almamaktadır?
Bu hafta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şiddet
sorumlularının yargı önüne getirilmelerini vurgulayan ve Devletleri suçluların
hesap vermesi için Irak otoriteleri ile işbirliği yapmaya davet eden bir
bildirge yayınladı. Bu, bu ihtilafı sona erdirmek için atılmış davetkar bir
adımdır, fakat açıktır ki çok daha fazlasını yapmak gerekir. Kanımca bu,
karışık etnik-dinsel toplumların bulunduğu bir ülkenin felaketinin reçetesidir.
Irak'ta ki Türkmenler ve diğer etnik azınlıklar için yegane barışçıl çözüm;
etnik ve dinsel hakları güven altına alacak ve ayırımcılığa müeyyide
uygulayacak demokratik bir sistemdir.
Irak'ı orta doğuda yegane ülke yapan çok eskilere dayanan
(kadim) hoşgörü, tolerans ve birliktelik henüz tamamen kaybolmamıştır, ama
temin etmek için uluslar arası sorumlulukların ve tedbirlerin alınması
gerekmektedir.
Bundan sonra yorum yapmak isteyen katılımcı konuşmacılara
zaman verildi.
Bay Metin Kazak, MEP, EEAS için
sorular hazırladı, ancak oturumda ki zaman darlığından dolayı yazılı olarak
cevaplandırılacaklardır. Bununla beraber kendisi böylece; kaçırma ve işkence
mağduru olarak "en müsait ve en kötü durumda" ki Irak'ın Türkmen
azınlığına yardımın önemini vurgulama şansını elde etti.
Aucun commentaire:
Enregistrer un commentaire